20 Temmuz 2017 Perşembe

ROLE HAZIRLANMANIN 10 DEĞİŞİK YOLU



Çıkan Kısmın Özeti: 
Bir internet haber sitesinde çalışan kahramanımız, patronunun yazlık evinde yardımcılık görevi alınca huysuzlanır. Haftasonu için hazırlanmak üzere ailesiyle yaşadığı eve gelir. Alt komşusu Zahter teyzenin beklenmedik bir konuğu vardır. Sürekli "iyi giyinmesi" yönünde telkinler alan kahramanımız acaba sinirini kimden çıkaracaktır?
     

                                                          Beyaz Takım Elbise

Sanıyorum annemin mahallenin hatırı sayılır terzileri arasında olması ve küçüklüğümde neredeyse tüm vaktimi onun amatör moda evinde geçirmem hasebiyle, bu giyim kuşam işi fazlasıyla asabımı bozuyordu. Anneme prova mankenliği yaptığım zamanların ruhumda derin yarıklar oluşturduğunu kendime itiraf etmem bile uzun zamanımı almıştı. Buz patencisi, rahibe, ça ça dansçısı, hemşire... Türlü kılığa sokardı kadıncağız beni. Sonra da fotoğraflarımı çeker, üstümde denediği kostümleri mahalleliye satmaya çalışırdı. Bir mahalle düşünün ki, neredeyse tüm çocuklar hafta sonları acayip kıyafetlerle sokaklarda salınıyor. En çok canımı sıkan da böyle tuhaflıkların hep bizim valide ile peder tarafından yumurtlanmasıydı. Niye normal bir aile olamıyorduk? Biraz yaş alıp ergenliğe girince beni rezil rüsva eden ebeveynlerime karşı isyan bayrağını çekecektim. Ne olursa olsun, annemin diktiği elbiseleri giymeyecektim. Yırtık pırtık dolaşmakta ne vardı? İnsanlar beni dış görünüşümle değil, ruhumla değerlendirsinlerdi...

Üniversite zamanında iyiden iyiye kitaplara gömüldüm. Gri tişörtle kargo pantolonu ana kıyafetim olarak belirledim ve nereye gidersem gideyim bu tercihime sadık kaldım. Bir sorun yaşadığımı söyleyemem hani. Yeni çalışmaya başladığım bilgisayar başı işimde de gri bir deri haline gelen giysilerimin bir problem yaratmayacağına dair inancım tamdı. Lakin patronum üzerimdekileri döküntü buluyor, bu konuda beni uyarmaktan çekinmiyordu. Hukuk işinde olup adalete kafa yormak yerine elemanlarının 'prezantabl' görünmesine takmış bu adamı önceleri duymazdan geldim. İşimi düzgün yapıyor, disiplinli çalışıyordum. Öyleyse ofis içinde şıkıdım şıkıdım gezmeden de varolabilirdim, değil mi? Yazlık evdeki hafta sonu davetine iştrak etmem istenene kadar iyi idare ettim. Ama artık işimi kaybetmek istemiyorsam benden isteneni yerine getirmekten başka çarem olmadığının ayırdına varmıştım.

Neyse hatırlarsınız, kendisinin gizli bir teşkilata üye olduğunu ilan edip benim avukatın evindeki davette köstebeklik yapmamı isteyen izbandutla birbirimize baka kalmıştık. Çam yarması, önündeki giysi hurcunu açtı ve göz kamaştırıcı beyaz bir takım elbiseyi önüme serdi. Kumaşın cinsi harika, kesim on numaraydı. Biraz heyecanlandığımı kabul ediyorum. Yine de bu elbiseyi giyecek olmaktan çok, teşkilatın benden istediği ile daha ilgili görünmem gerektiğini hemen hatırlamayı başarabildim.

"Diyelim sizinle çalışmayı kabul ettim. Bilgi taşımaktan başka nasıl bir beklentiniz var benden?"

Gördüğünüz gibi sevgili okur, pazarlığa girişmekte vakit kaybetmeyi hiç sevmem. Bu sorum karşısında çam yarması açıklamaya girişti...
"Haftasonu davette geleceğin politikacısı olmak üzere seçilmiş genç bürokratlar önemli iş adamlarına ve medya patronlarına takdim edilecekler. Avukatın amacı, bu bürokratlara destek toplamak. Böylelikle ülke yönetiminde söz sahibi olmak. Bürokratlar arasında bıçkın bir kenar mahalle kabadayısı dikkatinizi çekecektir. Oldukça karizmatik, ağzı iyi laf yapan birisidir. Karısı ve kızları daha önce avukatın ofisini ziyaret ettiler anımsayın. Bu aileye kendinizi sevdirmenizi istiyoruz. Ayrıca bürokratın iş adamları tarafından benimsenmesini engellemeniz gerekiyor. Ne yapın edin, onun seçilmesini önleyin."

Adamın bu sözleriyle beni bir gülme tuttu. Söz konusu teşkilatın akıl küpü olduğu aşikardı. Benim gibi bir acuzeden ülkenin kaderini değiştirme beklentisi içine girmişe, başka ne denir ki?

"Karşılığında ben ne elde edeceğim?"

"Sizin hayalinizdekinden de parlak bir gelecek..."

Adam üstü kapalı imalar ve belirsiz vaatler üzerine doktor yapmış vesselam. Kendini tehlikeye at, diyor. Ancak bunu ne için yapacağımı söylemiyor. Oradan fazla mı salak görünüyorum acaba?
"Biraz daha açık konuşsanız..."

"Eğer bu görevde bize yardım edip söz konusu bürokratı gözden düşürürseniz, eğitimini aldığınız alanda yani sinema sektöründe çalışmanızı sağlayacağız. En iyi yönetmenlerle iş birliği yapmak, parlak performanslar sergileyen bir sanatçıya dönüşmek ve yazdığınız öykülerin prestijli dergilerde yer bulması sizin için sıradan hale gelecek. Fırsatları iyi değerlendirip beş yıl içinde şan, şöhret ve manevi tatmine kavuşabilirsiniz."

Karşımdaki izbandut neyine güveniyordu da, benim böyle göz boyayan bir gelecek düşüne sahip olduğumu sanıyordu? Ya benim bunlarla alakasız bir isteğim varsa? Mesela ömrümü br kütüphane görevlisi olarak geçirmeyi arzu ediyorsam? Ya kafamdaki cennet imgesi, bir açık ofiste dolanıp oyun konsolları içeriği düzenlemekten ibaretse? Küstah bir sırıtışla izbandutu geri püskürtmeye hazırlanıyordum ki Zahter teyzenin oğlu Cemil odaya damlayıverdi.
"Selam, demek tanıştın üst komşumuz Serap ile. Nasıl, dediğim kadar varmış değil mi? Serap çocukluğumuzdan beri mahallemizin en yetenekli oyuncusudur. Kendisi inkar eder, ama üstüne giydiği kılığın da, canlandırdığı rolün de hakkını verir. Tiyatro ekibimizin ondan daha iyi bir aktris bulacağını sanmam. Eee Serap, sen oyunu nasıl buldun?"

İşler arapsaçına dönmüştü. Bu yaşadığım nasıl bir şuur kaybıydı bilemiyorum. Dilim tutulmuş, aklım medcezirlere sürüklenip geri gelememişti. Öyle kala kaldım. İzbandut yardıma koştu.
"Henüz oynayacağımız oyunu anlatmaya başlamadım. Ama iyi sponsorlar bulduğumuzu, güzel bir sahnede prova yapacağımızı söyledim. Role hazırlanma süresini 10 hafta olarak belirledik. Bu esnada değişik yöntemler uygulayacağız."

Cemil heyecanla izbandudun lafının devamını getirdi,
"Ben de yönetmen asistanlığı yapacağım. Yalnız annem hoş karşılamaz diye bir şey söylemedim. Sana sorarsa ders çalışıyoruz falan dersin. Artık tekstin ismini açıklayalım mı yönetmenim, ha?

Haftaya : Çift taraflı ajan olabilmenin ihtimalini yokluyorum...


                                                                                  Fotograf: Muhsin Akgün

1 yorum:

  1. Ben ana görünümü fb ben fb onay fb ilginç bir blog kaçak benden konser ve doğum dilek fotoğraf davetini gönderildi Kabul olarak memnun hedefleyecektir Polonya'da yaşayan piyano çalmak bir davet beni kabul fb ait profilinde size yazdım monika Burada Sorunuzu hoşgeldin hangi Eğer teşekkür yazmak için temasa geçmek için bir yol olabilir

    YanıtlaSil