30 Ocak 2017 Pazartesi

Çıplak gerçek

Bu memlekette, ikinci şansını arayanlar sevilmez.
Belki de doğuya has bir şeydir bu. Şark, düştüysen  o düştüğün yerde bilgeleşmeni bekler senden. Yeni bir yolda mı yürüyeceksin o halde; "kimseyi sömürmeden, tabiatın gücüyle eskiyi kucaklamasını bil!", der bir nevi.
Hollywood aktör eskileri bit pazarına nur yağdırırken ve "Terminatör"ünden "Aloha"sına 'geri dönüş' öyküleri şefkatle kucaklanırken bizim buralarda; "Ah, sahip olduğum her şeye sıkı sıkı sarılmalıyım ki bende onun gibi olmayayım." yorumları ile daha sık karşılaşırsınız.

Aldığımız her karar ve seçimlerimiz bizi başka patikalara sürüklüyor. En güzeli de hayatın tek bir doğrusunun olmayışı. 30'larından sonra kendine yeni yollar açacak cesarete sahip o kadar çok insan tanıyorum ki, bence bu harika!
Evet, çoğunluğu bir arpa boyu yol gidemedi. Çünkü bir mesleğe çocuk yaşta adım atanlar Üsküdar'ı çoktan geçmişti. Ama onlar da diğerlerinin sahip olmadığı bir şeylere sahipler artık. Arka çıkışları ve kenar mahalleleri görme kabiliyetine... Kendilerine verdikleri sözü tuttukları için mutlular. Yanılsalar da denedikleri için, özgüvenleri de artmış durumda.

Biraz cesur davranıp eski ve yeni hayatları arasında bir denge kurmaya çalışanları ise sanki daha zor bir macera bekliyor gibi. Kendilerine söyledikleri yalanlarla yüzleşmek... İşte 'çıplak gerçek' tokadını burada suratınıza yapıştırıyor. Kimse suratında tokat iziyle dolaştığının görülmesini istemiyor. Ama sağlam tokatlananlar birbirilerinin yüzünü de bakışlarını da çok net okuyor.

Aldığım en tuhaf tavsiyelerden biri şuydu geçen hafta; "insanların gözlerinin içine dik dik bakma!"
Zaman zaman yerlere düşen edebi aramak için gözlerimi kaçırıyorum ben de... Ama biliyorum ki
çocukluğumdan beri hazinem, o bakışlarım... Ruhlarda hikaye arıyorum. Dilin ve sözcüklerin büyüsünün peşinde dolanıyorum. Tüm evrenlere seyahat edebilmemin yolu da o bakışlarda gizli.  Öykü-seyyahları gibi...

"Bir hayata birkaç hayat sığdırırsan eğer bir kaç aşk da sığdırırsın" gibi bir şeyler demişti, çapkın Mae West.
Düşmek ve kalkmak arasında, insanların ne dediklerini umursamadan alışkanlık ve hayallerimize tutunmaktır bizi devam ettiren.

Kendisini kandırmadan yürüyen ve suratındaki tokadı saklamayan insanları izlemeyi seviyorum.

Böyle insanların hikayelerini anlatmaya çalışıyorum.


Malaga, Spain, 2012

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder