4 Haziran 2015 Perşembe

aşka düşen kişi, canla baştan geçer*


GözlGözle göremedikleri dışında ilgisini çeken hiçbir şey yoktu artık yeryüzünde. 
Kabuğuna çekilip bu davanın sonuçlanmasını bekleyecekti.  
Sanat tabiattan önce gelir deyince ona bıyık altından güldü. 
Eğer Resan, fazla mütecessis görünüp bu uzun kirpikli beyzadeyi ürkütmekten çekinmese ona neden güldüğünü sorardı. O vakit, eşrefi mahlukatın hayal tarihini bir bir anlatırdı genç adam da kıza. Derdi ki, senin o şaheser saydıkların eğlence peşindeki tuhaf bir büyücü kadının marifeti 1917nin çetin geçen kışında erosun sinsi planına sadık kalan  Kader, Memet ile Kumrunun yollarını bağlamamış olsa, Anadolunun esmer mermerleri Göksu bahçelerine giremezdi. 
Ne Karadenizin dalgaları şairlere ilham olur,  Moda sahillerindeki hüzün ölümsüz tablolara yansır  ne de Galata semalarındaki  nihavend ney sesi kulaklarımızı yakardı. 

İki sersem hasret kavuşmuş olsa boğazın suları mavisini yitirir, rüzgarın dilini yakalama telaşına düşen biçareler terennümü bırakıp Balıklı Rumu ağzına kadar doldururdu. Korkak Kumru bir zahmet edip bekleyeydi, tanrıyla arasındaki yarışmanın mukadder mağlubiyetine kurban gitmezdi aşk. 

Meknes Audutorium, Morrocco

*Aşkın adüşen kişi, Yunus Emre

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder