"Babaannem son günlerinde yaşlı bir file dönüştü. Derler ki, yaşlı filler
ölecekleri günün yaklaştığını sezerler. Birkaç gün önceden başlarını
öne eğip kimseye aldırmadan hortumlarını sallayarak çekilirler orman
kuytularına… Odasındaki oymalı koltuğa oturdu ve sessizce gökyüzünü
izledi.
Perviz’in İngilizcesi olsaydı Al Pacino aç kalırdı. Kiraz’ın doğum
günü elli yıl önce yaşanan bir katliama denk geldi. Yeser Ali, bir yıl
içinde bir kahramanlık hikâyesi yazmalıydı. Bir çocuk, Flash Gordon’un
Mars’tan gelmesini bekliyordu. Petyaların bahçesindeki cadı ağacında
köstebek yuvası vardı. Salim Efendi’nin adıyla seciyesi hiç mi hiiiç
uyuşmazdı. Esen, kim bilir kaç kere tahtada bekletildi. Sezai’nin
annesiyle babası Kahta hamamında tanıştı. Nevvare’ye gün geldi, gökten
nur indi.
Feride Çetin, alacakaranlık bir dünyaya ayna tutuyor, fısıltılarla,
kaçamak bakışlarla, gizlice, doymaz bir merakla… Acılı, masalsı, az ama
öz öykülerden oluşan bir ilk kitapla geliyor. Duyulur Dünyanın Şakası,
mayhoş, gıcırtılı ve kelebek tadında hikâyelerin kitabı."
http://www.iletisim.com.tr/kitap/duyulur-dunyanin-sakasi/9078#.VUKkLqZ4Iy5
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder