Bilişim
Bakanlığı’ndaki pek muhterem yetkililer, sizi çok önemli bir memleket meselesi
hakkında bilgilendirmek amacıyla bu ihbar mektubunu yazıyorum. Bereketli
topraklarımız üzerindeki kemirgenler uzun süredir fotoğraf paylaşım sitelerinde
rencide edilmektedir. Tiyatro oyunlarında performans düşüklüğü yaşayan
aktörleri işsiz bırakmak ve dizilerde içki bardaklarını gölgelemek gibi pek
ulvi vazifeleriniz var, biliyorum. Fazla mesainiz arasında, ben ve benim gibilerin
dramı için de bir çözüm üretin rica ederim.
Saygıdeğer
yetkili, müsaadenizle nasıl tacize uğradığımın hikayesini anlatayım. Efendim, uzun
süredir rahatım yerindeydi. Bozulacağına da ihtimal vermiyordum. Balat’ta eski bir
Rum evinde yaşıyor, istediğim deliğe girip karnımı iyice dolduruyordum. Biraz
sıkıcı bir hayat gibi görünebilir size, ama tenhada kendi sesim bana ninni
geldiği için eşik bekçisi olmaktan şikayetçi değildim.
Bir gün fazla
kemirmekten dişlerim kamaşmış, evden bir takım seslerin yükselmekte olduğunu geç
işittim. Anlaşılan, yeni kiracılar
taşınmak üzereydi ve sessizlik yerini
hareketli günlere bırakacaktı. Şeytan yumurtalarından fırlamış
gibi duran deccal ikizleri ile Cezzar ailesi içeri girdiğinde, huzurlu
günlerimin sonunun geldiğini anlamıştım. Neyse ki onlardan daha uzun süredir bu
tahtaların arasında yaşıyordum. Türlü gizli deliğe hakimdim. İkizlerden biri, eve girdiği
ilk gün varlığımın farkına vardı. Müstehzi gülümsedi. Köşede kıstırıp
zehirlemek ya da sirkelerle cambazlık yaptırmak için plan kurduğundan bihaber
olan ben, bu dostça yaklaşım karşısında kuytudan çıkma cesaretini buldum
kendimde. Çok yalnızdı zavallı velet. Bir yere ait olmamaktan yorulmuştu. Konuşmalarından
anladığım, ev halkı sürekli yer değiştiriyordu. Onları takip eden birilerinden
söz ediyorlardı. Her gittikleri yerde farklı bir kimlik edinmeleri gerekiyormuş.
İtiraf edeyim, kaçak bir aile ile yaşamak fikri hoşuma gitti. Ne kadar
sıkılmışım siz düşünün. Çocuklar artık bir yerde kök salmak, uzun süreli
arkadaşlıklar kurmak, kim oldukları ile yüzleşmek istiyorlardı. Kendileri için
faydalı arzular tabi bunlar. Eyleme çevirmekte gecikmedikleri takdirde...
Neyse konuyu
dağıtmadan anlatayım... Kibrit çöplerinden minyatür evcikler inşa etmeye
başladı, ikizler. Özellikle varlığımın farkında olan kardeş, büyük hevesle bu
evciklerden ufak bir köy kurmaya çalışıyordu. Başlangıçta sadece bir oyuncak
gibi görünen köy giderek büyüdü. Benim için cazip bir hedefe dönüştü. Gel zaman
git zaman orayı kemirip bitirmenin ne kadar harika olacağının ihtirasıyla
kavruldum gece gündüz. Nihayet bir gece tüm ahali uyuyunca kibrit köye indim.
Henüz mutfak ve banyo bölümü bitmemiş, sadece salon ve yatak odaları belli olan
tahta evlerden birinin içinde dolaşmaya başladım. Sonra ortalıktaki taze ağaç
kokusu beni öyle mest etti ki; geçirdim dişlerimi katır kutur yemeye başladım
evin kirişlerini. O sarhoşluk anında çok gürültü etmiş olacağım, Cezzar
ikizleri tepemde beliriverdi. Korkuyla,
“Son duanı et, kemirgen Kazım” dedim kendime.
Gözlerimi kapasam da tepemde beliren karmaşadan bitiş
çizgisine geldiğimi anlamıştım. Upuzun bir çekiç beynimdeki irini patlatmaya
davrandı. Üstüme yavaştan bir karaltı çöktü. Derken aniden etraf aydınlandı.
Karanlığın ucundaki tüneli görüyor, talaş parçacıklarıyla dolu cennetime
yaklaştığımı hayal ediyordum. Acaba nasıl yanıldım? Nasıl oldu da, tepemde
dikilen ikizlerin patlattığı flaşları sırata gidiş ışığı sandım. Çak çak telefonla
fotoğraf çektikleri yetmedi kafirlerin, içlerinden biri demir kürdanla bana poz
verdirmeye girişti. Bu işkenceci siyam çakmaları, kibrit evciklerin arasında
itip kaktılar, türlü fotoğrafta garip turistliğimi teşhir ettiler insanlara.
Hiç vicdan yok! Utanma yok! “Hashtagdoğafotosu” etiketiyle orada burada kıçımın
sergilenmesinden hoşnut değilim.
Bu kadar dert
tasa içinde olsanız da biliyorum ki; benim gibi biçarenin bu ricasını dikkate
alacak kadar yüce gönüllüsünüz. Siz değil misiniz ki, dünyaca ünlü sosyal
paylaşım sitelerinin uzmanlarını başkente çağırtıp onlara büyük komutanımız
hakkında sansür uyguladıkları için ayar çeken? Siz değil misiniz, çizgi film
kanallarını kafa ütüledikleri için kapatan? Lütfen bir el atın, bu olağanüstü
halde biz tahta kurularını da sahipsiz sanmasınlar. Sağlığınıza duacıyım efendim.
Yüce rabbim, vatandaşlarımızı asimile etme amacındaki dış mihrakların
gazabından koruyan sizleri, başımızdan eksik etmesin. Amin.
Bayağı güzel yazmışsınız tebrik ederim.
YanıtlaSil