9 Kasım 2016 Çarşamba

Görünüyorum o halde yokum



   Bilişim Bakanlığı’ndaki pek muhterem yetkililer, sizi çok önemli bir memleket meselesi hakkında bilgilendirmek amacıyla bu ihbar mektubunu yazıyorum. Bereketli topraklarımız üzerindeki kemirgenler uzun süredir fotoğraf paylaşım sitelerinde rencide edilmektedir. Tiyatro oyunlarında performans düşüklüğü yaşayan aktörleri işsiz bırakmak ve dizilerde içki bardaklarını gölgelemek gibi pek ulvi vazifeleriniz var, biliyorum. Fazla mesainiz arasında, ben ve benim gibilerin dramı için de bir çözüm üretin rica ederim.

  Saygıdeğer yetkili, müsaadenizle nasıl tacize uğradığımın hikayesini anlatayım. Efendim, uzun süredir rahatım yerindeydi. Bozulacağına da ihtimal vermiyordum. Balat’ta eski bir Rum evinde yaşıyor, istediğim deliğe girip karnımı iyice dolduruyordum. Biraz sıkıcı bir hayat gibi görünebilir size, ama tenhada kendi sesim bana ninni geldiği için eşik bekçisi olmaktan şikayetçi değildim.

  Bir gün fazla kemirmekten dişlerim kamaşmış, evden bir takım seslerin yükselmekte olduğunu geç işittim.  Anlaşılan, yeni kiracılar taşınmak üzereydi ve sessizlik yerini  
hareketli günlere bırakacaktı. Şeytan yumurtalarından fırlamış gibi duran deccal ikizleri ile Cezzar ailesi içeri girdiğinde, huzurlu günlerimin sonunun geldiğini anlamıştım. Neyse ki onlardan daha uzun süredir bu tahtaların arasında yaşıyordum. Türlü gizli deliğe hakimdim. İkizlerden biri, eve girdiği ilk gün varlığımın farkına vardı. Müstehzi gülümsedi. Köşede kıstırıp zehirlemek ya da sirkelerle cambazlık yaptırmak için plan kurduğundan bihaber olan ben, bu dostça yaklaşım karşısında kuytudan çıkma cesaretini buldum kendimde. Çok yalnızdı zavallı velet. Bir yere ait olmamaktan yorulmuştu. Konuşmalarından anladığım, ev halkı sürekli yer değiştiriyordu. Onları takip eden birilerinden söz ediyorlardı. Her gittikleri yerde farklı bir kimlik edinmeleri gerekiyormuş. İtiraf edeyim, kaçak bir aile ile yaşamak fikri hoşuma gitti. Ne kadar sıkılmışım siz düşünün. Çocuklar artık bir yerde kök salmak, uzun süreli arkadaşlıklar kurmak, kim oldukları ile yüzleşmek istiyorlardı. Kendileri için faydalı arzular tabi bunlar. Eyleme çevirmekte gecikmedikleri takdirde...  

  Neyse konuyu dağıtmadan anlatayım... Kibrit çöplerinden minyatür evcikler inşa etmeye başladı, ikizler. Özellikle varlığımın farkında olan kardeş, büyük hevesle bu evciklerden ufak bir köy kurmaya çalışıyordu. Başlangıçta sadece bir oyuncak gibi görünen köy giderek büyüdü. Benim için cazip bir hedefe dönüştü. Gel zaman git zaman orayı kemirip bitirmenin ne kadar harika olacağının ihtirasıyla kavruldum gece gündüz. Nihayet bir gece tüm ahali uyuyunca kibrit köye indim. Henüz mutfak ve banyo bölümü bitmemiş, sadece salon ve yatak odaları belli olan tahta evlerden birinin içinde dolaşmaya başladım. Sonra ortalıktaki taze ağaç kokusu beni öyle mest etti ki; geçirdim dişlerimi katır kutur yemeye başladım evin kirişlerini. O sarhoşluk anında çok gürültü etmiş olacağım, Cezzar ikizleri tepemde beliriverdi. Korkuyla,
“Son duanı et, kemirgen Kazım” dedim kendime.

Gözlerimi kapasam da tepemde beliren karmaşadan bitiş çizgisine geldiğimi anlamıştım. Upuzun bir çekiç beynimdeki irini patlatmaya davrandı. Üstüme yavaştan bir karaltı çöktü. Derken aniden etraf aydınlandı. Karanlığın ucundaki tüneli görüyor, talaş parçacıklarıyla dolu cennetime yaklaştığımı hayal ediyordum. Acaba nasıl yanıldım? Nasıl oldu da, tepemde dikilen ikizlerin patlattığı flaşları sırata gidiş ışığı sandım. Çak çak telefonla fotoğraf çektikleri yetmedi kafirlerin, içlerinden biri demir kürdanla bana poz verdirmeye girişti. Bu işkenceci siyam çakmaları, kibrit evciklerin arasında itip kaktılar, türlü fotoğrafta garip turistliğimi teşhir ettiler insanlara. Hiç vicdan yok! Utanma yok! “Hashtagdoğafotosu” etiketiyle orada burada kıçımın sergilenmesinden hoşnut değilim.

  Bu kadar dert tasa içinde olsanız da biliyorum ki; benim gibi biçarenin bu ricasını dikkate alacak kadar yüce gönüllüsünüz. Siz değil misiniz ki, dünyaca ünlü sosyal paylaşım sitelerinin uzmanlarını başkente çağırtıp onlara büyük komutanımız hakkında sansür uyguladıkları için ayar çeken? Siz değil misiniz, çizgi film kanallarını kafa ütüledikleri için kapatan? Lütfen bir el atın, bu olağanüstü halde biz tahta kurularını da sahipsiz sanmasınlar. Sağlığınıza duacıyım efendim. Yüce rabbim, vatandaşlarımızı asimile etme amacındaki dış mihrakların gazabından koruyan sizleri, başımızdan eksik etmesin. Amin.

1 yorum: