2 Ekim 2015 Cuma

zavalli

Amerikan demokrasisinin kirli devlet oyunlarından daha önemli olduğunu iddia ettiği, Hollywood filmlerinde klasik bir sahne vardır. Aktörler üzerinden seyirciye Sorarlar ;
"JohnF.Kennedy'in vurulduğu gün, Martin Luther King'in öldürüldüğü gün nerede olduğunuzu hatırlıyor musunuz?"

bizim ülke tarihimizde böyle anlar çok fazla ne yazık ki? Uğur Mumcu'nun Hrant Dink'in öldürüldüğü gün; nerede ne yaptığımı kesin ve net anımsıyorum, mesela. Nasıl olduğum yere çöküp kaldığımı... Ahmet Taner Kışlalı'nın onu tanıma şansına bile erişemeyen güzel kızının "Babamın katillerini biliyorum." dediği günü anımsıyorum.
İçim kararıyor.

Bugün gazeteci-yazar Nedim Şener, "gazeteci Ahmet Hakan'a düzenlenen saldırı aynı Hrant Dink suikasti gibi ilerliyor", değerlendirmesini yapıyor.
Tüylerim ürperiyor.

Birbirlerinin tetikçiliğine soyunmuş gazetecileri, meslek ahlakını savunamayacak, namuslarını iki para edecek kadar patronlarının eteklerine tutunmuş görünce ...
Midem bulanıyor.

Bu aralar aklımda tek bir kitap dolanıyor. Bizim de bir haberinde kaleme aldığı hikayeyi filmleştirdiğimiz (Aziz Ayşe) gazeteci Timur Soykan'ın, 2012 yılında yayınlanan "Zavallı" adlı romanı. Politik Polisiye türünde bu kitabı Kuzey Afrika'yı sırt çantamla dolaşırken okumuştum. Hemen her gece uyumadan önce Atatürk'e ve devrim şehitlerine dua ederek yatağa yatıyordum o yolculuk sırasında. Kadınların toplum içinde olmayan yerlerine, bırakın varolma, sokağa çıkma özgürlüklerinin bile sınırlı olduğu o toplumlara, yaşadıkları ikiyüzlülüğe baktıkça kendi memleketimdeki kadın korkusunu anımsıyordum. Döndüm Afrika'dan, Amerika'ya gittim. Ülkemden uzaktım ama o romanda, "Zavallı"da, anlatılan tüm olayların kısa süre içinde gerçek olduğunu gördükçe içim kanadı. Sokağı ve hayatı net olarak okuyabilen bir gazetecinin kanlı canlı karakterlerle anlattığı şeyleri Türkiye son üç yıl içinde 'bangır bangır' yaşadı, yaşıyor. Daha da fenalarını yaşayacağız korkarım, filler tepişirken olan yine çimene olacak.

Levent Üzümcü gibi düşüncelerini özgürce dile getirdiği için işinden kovulan, sosyal medyada her gün hedef gösterilen  meslektaşlarımıza olanlar mesela, yarın hepimizin başına gelebilir.

Ama mutsuz olsak da umutsuz olmaya hiç hakkımız yok. Poyrazkoy'deki sahte deliler belirlendikten Turkan Saylan beraat ettikten sonra hele bugün, umutsuzluğa yer yok!

1 yorum:

  1. Çarkın başına geçen her güruh, hepimizi çekip çevirmeye yarayan o çarkı kendi hizip ve meşreplerini çekip çevirecek usülde çeviriyorlar. Dünün mazlumu bugün zâlim, dünün zâlimi bugün mazlum oluyor.

    Gerçek şu ki; hepimiz kirliyiz, hepimiz...

    YanıtlaSil